Aldatma-nedeniyle-bosanma-davasi-izmir-bosanma-avukati-izmir-avukati

ALDATMA – ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Zina (Aldatma); evlilik devam ederken eşlerden birinin karşı cinsten biri ile isteyerek cinsel ilişkide bulunması olarak tanımlanmaktadır. en iyi boşanma avukatı izmir

Eşlerin eşcinsel ilişkileri aldatma/zina olarak kabul edilmez, bu durumda TMK m. 163 gereği haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası açılabilir.  en iyi boşanma avukatı izmir

Aldatma/zinanın varlığı için sürekli olarak bir başkası ile cinsel ilişkide bulunulması aranmaz, cinsel ilişkinin bir defa gerçekleştiğinin tespit edilmesi yeterlidir. en iyi boşanma avukatı izmir

Cinsel ilişki de bulunmadan bir başkası ile gezmek, flört etmek zina olarak kabul edilmemektedir. Ancak eşin bir başkası ile aynı otel odasında kalması, eşin yalnızken karşı cinsten birini ortak konuta alması halinde aldatma/zinanın varlığı ispatlanmış kabul edilir.

Aldatmanın ispatında; tanık anlatımları, usulüne uygun olarak elde edilmiş fotoğraf ve video kayıtları, telefon görüşmeleri, sms/whatsapp yazışmaları, banka kayıtları, otel kayıtları, uçak kayıtları, sadece aldatmanın varlığını ispat edebilmek için bir kereliğine yapılmış ses kaydı kullanılabilmektedir. en iyi boşanma avukatı izmir

Aldatma – Zina Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi

Türk Medeni Kanunu’nun 161/2. Maddesinde zina nedeniyle boşanma davası açılmasında hak düşürücü süre düzenlenmiştir. Buna göre; eşlerden birinin aldatma fiilini öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde dava açma hakkı vardır. Her halde aldatma fiilinin gerçekleştirilmesinden 5 yıl içerisinde davanın açılması gerekmektedir. Dolayısıyla diğer eşin aldatmasını 5 yıl içinde ne zaman öğrenmişse, o andan itibaren 6 ay içinde dava açmak zorundadır. 5 yıl sonunda eşin dava açma hakkı sona erer. Süre hak düşürücü süre olduğu için hakim tarafından resen dikkate alınır.

Aldatma sebebiyle boşanma davası açma hakkı düşmüş olsa bile bu durum geçimsizliğe sebep oluyorsa TMK m. 166’ya dayanılarak evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir.en iyi boşanma avukatı izmir

Af

TMK m.161/3 e göre affeden tarafın aldatmaya dayanarak dava açma hakkı yoktur. Eşlerden biri aldatıldığını öğrendikten sonra eşini affedip evliliğine devam ederse sonrasında bu aldatma fiiline dayanarak boşanma davası açamaz. boşanma avukatı izmir avukat

Aldatmaya dayalı boşanma davası sadece aldatma olgusuna dayalı açılabileceği gibi hem aldatma hem de şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasına dayalı olarak açılabilir. Bu durumda aldatma eyleminin ispat edilmemesi halinde hakim şiddetli geçimsizlik halinin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarak boşanmaya karar verebilecektir. en iyi boşanma avukatı İzmir

Aldatılan eş aldatma nedeniyle maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka taleplerinde bulunabilir. Hakim tarafından aldatmanın ispat edilip edilmediği, edildi ise aldatan eşin maddi durumu vb. hususlara bakarak aldatılan eş lehine maddi/manevi tazminat ve nafakaya hükmedebilecektir.

Şunu da belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre; eşin aldatma eylemini gerçekleştirdiği üçüncü kişiden sadece aldatma eylemine dayanarak tazminat talep edilebilmesi mümkün değildir. Sadakat yükümlülüğü sadece eşler arasında geçerli olup bu durum haksız fiil olarak da değerlendirilemez.

İzmir Boşanma Avukatı, İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz. olarak boşanma süreciniz için tarafımızla irtibata geçebilirsiniz.

Küçük Düşürücü Suç İşleme Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma, İzmir boşanma avukatı, İzmir avukat, İzmir Ceza avukatı

KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Türk Medeni Kanunu’nun 163. Maddesinde suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme boşanma nedeni olarak sayılmıştır. Buna göre ‘Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.izmir avukat izmir boşanma avukatı

Küçük Düşürücü Suç İşleme; Kanunda hangi suçların küçük düşürücü olduğu belirtilmemiştir. Suçun küçük düşürücü olup olmadığı verilen ceza miktarına göre değil fiilin niteliği ve niceliğine göre tespit edilmektedir. Kişinin toplumdaki konumunu olumsuz etkileyen ve ahlaki bakımdan kınanmasına neden olan suçların küçük düşürücü nitelik taşıdığı söylenebilir. Küçük düşürücü suç, toplumdaki anlayışa, bakış açısına ve toplumdaki kurallara göre hakim tarafından belirlenmektedir. Hırsızlık, Yağma (Gasp), İrtikap, Cinsel İstismar, Cinsel Taciz, Dolandırıcılık, Zimmet, Hileli İflas, Güveni Kötüye Kullanma, Sahtecilik, Kasten Öldürme, Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Uyuşturucu Madde Ticareti,  vb. suçlar küçük düşürücü suçlar olarak kabul edilmektedir. Küçük düşürücü suçun boşanma nedeni olarak sayılabilmesi için suçun taraflar evlendikten sonra işlenmiş olması gerekir aksi halde boşanma nedeni olarak kabul edilemez. izmir avukat izmir boşanma avukatı

Eşlerden birinin küçük düşürücü suç işleme sebebine dayanarak boşanma davası açabilmesi için diğer eş tarafından suçun kasten işlenmiş olması gerekmektedir. Taksirle işlenen suçlar, meşru müdafaa nedeniyle gerçekleştirilen eylemler, TMK 163’ e göre boşanma nedeni olarak kabul edilemezler. izmir avukat izmir boşanma avukatı

Eşin küçük düşürücü suç işlemesi halinde ceza yargılamasına uğraması ve ceza alması şart değildir, boşanma davası görülen mahkeme eşin böyle bir suçun işlenip işlemediğini incelemesi gerekmektedir.

Haysiyetsiz Hayat Sürme; toplumun ahlak anlayışına ve değer yargılarına göre değişkenlik göstermektedir. Toplumun değerleri ile ahlak, şeref ve namus anlayışına aykırı yaşam tarzının benimsenmesi ve bu yaşam tarzının devamlılık göstermesi haysiyetsiz hayat sürme olarak açıklanabilir. Genel olarak hayat kadınlığı, eşcinsel ilişkiler yaşamak, üçüncü kişilerle evlilik dışı ilişkiler yaşamak, teşhircilik, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kumarbazlık, maddi durumu iyi olmasına rağmen dilenmek vb. gibi haller haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilir. Burada söz konusu eylemlerin devamlı yapılıp yapılmadığına bakılır. Bir seferlik gerçekleştirilmiş olması haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilmez. Ancak küçük düşürücü suçun bir kez işlenmesi boşanmaya karar verilmesi için yeterlidir. Örneğin bir eşin diğerini bir defaya mahsus aldatmasına dayalı olarak Zina fiilinden boşanmaya karar verilebilirken TMK 163’e dayalı haysiyetsiz hayat sürme fiiline dayalı olarak boşanmaya karar verilemez. izmir avukat izmir boşanma avukatı

İzmir Boşanma Avukatı, İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz. olarak boşanma süreciniz için tarafımızla irtibata geçebilirsiniz.

Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ya da Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası, İzmir boşanma avukatı, İzmir avukat, İzmir ceza avukatı

HAYATA KAST, PEK KÖTÜ MUAMELE YA DA ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENİYLE BOŞANMA

TMK madde 162’de ‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ denilmek suretiyle mutlak, kusura dayalı ve özel boşanma sebebi sayılmıştır. Kanun maddesinde sayılan boşanma sebebi üç farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Hayata Kast

Eşin diğer eşi öldürme niyetini ortaya koyacak fiillerde bulunmasıdır. Eşin diğerini öldürmeye teşebbüs etmesi, intihara teşvik veya yardım etmesi, eşin hayatta kalması için bir fiilde bulunması gerekirken bunu yapmaması hayata kast sebebi olarak sayılabilir. Eşin hayata kast eylemini harekete geçirdikten sonra eşini öldürmekten vazgeçmesi halinde de hayata kast şartı gerçekleşmiş kabul edilir. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Pek Fena Muamele

Eşin diğerinin vücut bütünlüğüne veya sağlığına karşı gerçekleştirdiği her türlü saldırı pek fena muamele olarak kabul edilir. Bu saldırının sürekli veya düzenli aralıklarda olması şart değildir, bazen tek bir davranış da pek fena muamelenin oluşması için yeterlidir. Eşini dövmek, normal olmayan cinsel ilişkiye zorlamak, eve kilitlemek verilebilecek örneklerden bazılarıdır. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Onur Kırıcı Davranış

Eşin diğer eşi aşağılamak, küçük düşürmek maksadıyla onuruna yönelik yaptığı haksız saldırıdır. Eşine sinirlenip toplum içinde ona hakaret etmek, eşini evden dışarı atmak, eşine iftirada bulunmak örnek verilebilir.

Yukarıda sayılan boşanma sebeplerine maruz kalan eşin bu sebeplerden boşanma hakkı boşanma sebebini öğrenmesinden (eylemlerin kendisine gerçekleştirilmesinden itibaren) 6 ay ve her halde sebebin doğumu üzerinden 5 yıl içerisinde dava açması gereklidir. Söz konusu süreler hak düşürücü süre olup hakim tarafından resen dikkat edilecektir. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Eşin yukarıda sayılan boşanma sebeplerine maruz kalmasından sonra diğer eşi affetmesi halinde ise sonradan bu sebeplere dayanarak boşanmaya karar verilmesini isteme hakkı yoktur. izmir boşanma avukatı izmir avukatı

Maddi, Manevi Tazminat ve Nafaka

Hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranışa maruz kalan, kişilik hakkı saldırıya uğrayan kusursuz veya daha az kusurlu eş kusurlu eşinden uygun bir maddi/manevi tazminat ve nafaka isteyebilir.

Kusursuzluk mutlak bir kusursuzluk değildir. Çünkü boşanma davasında taraflardan birinin hiç kusurunun bulunmaması nadiren rastlanılan durumlardandır. Burada önemli olan tazminat isteyen eşin herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı değil boşanma sebebinde kusurunun bulunup bulunmadığıdır. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Tazminatın miktarı hakim tarafından belirlenir. Tazminat miktarının uğranılan zararın tam karşılığı olması gibi bir zorunluluk yoktur. Hakim, tarafların mali ve sosyal durumlarını ve kusur derecelerini göz önünde bulundurarak tazminat miktarını belirler. Maddi ve manevi tazminatın mutlaka boşanma davası ile istenilmesi zorunlu değildir. Ayrı bir dava ile de talep edilebilir. izmir boşanma avukatı izmir avukat

Nafakayı ödeyecek olan eşin mali gücü nafaka miktarının belirlenmesinde önem arz etmektedir. Nafaka ödeme yükümlüsünün hiç ödeme gücü yoksa yoksulluk nafakasına karar verilemez. Yoksulluk nafakasının amacı talepte bulunanı yoksulluktan kurtarmaktır.

İzmir Boşanma Avukatı, İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz. olarak boşanma süreciniz için tarafımızla irtibata geçebilirsiniz.

İzmir ceza avukatı,İzmirde ceza avukatı, İzmir avukat, İzmir boşanma avukatı Mert Sezgin

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU (TCK m.89)

Taksirle yaralama suçu Türk Ceza Kanunun 89. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; en iyi ceza avukatı

‘’(1)Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. en iyi ceza avukatı

 (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Vücudunda kemik kırılmasına, c) Konuşmasında sürekli zorluğa, d) Yüzünde sabit ize, e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.

(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.’’

Taksirle yaralamaya örnek verilecek olursa kişinin hayvanını başıboş bırakması neticesinde hayvanın bir bir kimseye saldırıp onu yaralaması durumunda taksirle yaralama suçu ortaya çıkar.

Taksirle yaralama suçu iş kazaları açısından da önemli bir yer teşkil etmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun 77/1’e göre ‘’İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.’’ Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya ihmal eden işverenler, işçilerin yaralanması neticesinde taksirle yaralama suçundan sorumlu tutulurlar. en iyi ceza avukatı

TAKSİRLE YARALAMADA TAZMİNAT SORUMLULUĞU

Taksirle yaralanmaya maruz kalan kişinin maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.

Trafik kazasında yaralanan kişi,  iş kazasında işverenin ihmali nedeniyle yaralanan kişilerin veya doktor uygulamasında yaralanan kişilerin tazminat hakları bulunmaktadır.

GÖREVLİ MAHKEME

Taksirle yaralama suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. en iyi ceza avukatı

ŞİKAYET, ZAMANAŞIMI VE UZLAŞTIRMA

Taksirle yaralama suçu şikayete tabi suçlardandır. Ancak suçun TCK M89/2-3-4 de düzenlenen nitelikli hallerinin bilinçli taksir halinde işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma şikayete tabi değildir.

Dava zamanaşımı 8 yıldır. Suç uzlaştırmaya tabi olup uzlaştırma prosedürü uygulanmadan yargılama yapılabilmesi mümkün değildir.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI VE ERTELEME

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; hakkında cezaya hükmedilen sanığın belirli şartlar altında ve bu şartlara uyması koşuluyla hükmolunan cezanın bir sonuç doğurmamasıdır. Bu suç tipinde kamu davası açıldıktan sonra yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. en iyi ceza avukatı

Erteleme; yapılan yargılama sonucunda belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi olarak tanımlanabilir. Bu suç tipinde de mahkemece verilen ceza ertelenebilmektedir.

İzmir’de Ceza Avukatı, İzmir Ceza Avukatı, İzmir’de en iyi Ceza Avukatı, araştırmalarının dikkatli yapılması gerekmektedir. Tarafımızca Ceza Hukukuna ilişkin davalar Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek bedeller talep edilmemekte kişilerin mağduriyetlerinin en kolay yoldan giderilebilmesi hedeflenmektedir. İzmir de avukat ceza avukatı

İzmir Ceza Avukatı olarak dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

Koruma amaçlı özgürlüğün kısıtlanması, İzmir boşanma avukatıi, İzmir aile avukatı

KORUMA AMAÇLI ÖZGÜRLÜK KISITLAMASI (TMK m.432)

Kişinin koruma amaçlı olarak özgürlüğünün kısıtlanabilmesi için kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. İzmir en iyi boşanma avukatı

Türk Medeni Kanunu m.432’de koruma amaçlı özgürlüğün kısıtlanmasının koşulları düzenlenmiştir. Buna göre; ‘‘Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişi, kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması hâlinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilir veya alıkonulabilir. Görevlerini yaparlarken bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlileri, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Bu konuda kişinin çevresine getirdiği külfet de göz önünde tutulur. İlgili kişi durumu elverir elvermez kurumdan çıkarılır.’’ İzmir en iyi boşanma avukatı

Düzenlemeye göre kişinin koruma amaçlı kısıtlanması için; özel koruma ihtiyacı, zayıflık durumu, zayıflık durumunun sürekliliği, toplum için tehlike oluşturma gibi şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.

TMK m.432/1 de belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde kişi tedavi, eğitim veya ıslah için elverişli bir kuruma yerleştirilebilir veya alıkonulabilir.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Yerleştirme veya alıkoymaya karar verme yetkisi ilgilinin yerleşim yeri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bulunduğu yer vesayet makamına aittir. Yerleştirme veya alıkoymaya karar veren vesayet makamı kurumdan çıkarmaya da yetkilidir.

Vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesidir. Kişinin yerleşim yeri bir kimsenin sürekli oturmak niyetiyle kaldığı yerdir.

VESAYET MAKAMI KARARINA İTİRAZ

Kuruma yerleştirilen kişi veya yakınları verilen karara karşı kendilerine bildirilmesinden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Bu hak kurumdan çıkarılma isteminin reddi halinde de kullanılabilir. İtiraz süresi hak düşürücü süredir. İzmir en iyi boşanma avukatı

Koruma Amaçlı Özgürlüğün Kısıtlanması yargılaması basit yargılama usulüne tabidir. Gerektiğinde ilgili kişiye adli yardım sağlanır. Mahkemece karar verilmeden önce ilgili kişi dinlenmelidir.

İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz. mir en iyi boşanma avukatı

Yardım Nafakası Davası, en iyi boşanma avukatı, İzmir nafaka avukatı, İzmir boşanma avukatı, en iyi avukat, İzmir de tavsiye edilen avukat

YARDIM NAFAKASI DAVASI

Kişilerin birlikte yaşayıp yaşamadıklarına bakılmaksızın belli derecedeki kan hısımlarının birbirlerine yardım etme yükümlülüğü mevcuttur. Türk Medeni Kanununa göre üstsoy, altsoy  hısımlar ile kardeşler yardım nafakası ile yükümlüdürler.  Örneğin şartları gerçekleşmişse anneanne ve dede nafaka yükümlüsü olabileceği gibi torun da nafaka yükümlüsü olabilir. İzmir avukat boşanma avukatı

ŞARTLARI

Yardım nafakası talebinde bulunabilmek için yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşülecek olması gerekir. Kişi yaşaması ve geçimi için gerekli olanakları sağlayamaması halinde yoksulluğa düşmüş kabul edilir. Yani bakılacak şey kişinin geçinebilmesi için gerekli vasıtalara sahip olup olmadığıdır. Talepte bulunanın hısımlarından nafaka isteyebilmesi için paraya çevrilebilecek mal varlığı varsa ve bu mal varlığını satması kendisini zor bir duruma sokmayacaksa onu da tüketmiş olması gerekir.  Ancak örneğin bir tek evi olan kişinin o evi sattığında kalacağı bir yeri olmaması halinde kendisinden evini satması beklenemez. İzmir avukat boşanma avukatı

Nafaka isteyen kişinin bütün çabasına rağmen ihtiyaçlarını temin edememesi gerekir. Çalışma gücü olan bir kimse çalışmadığı için yoksulluğa düşmüşse yardım nafakası talebi uygun görülmeyecektir. İzmir avukat boşanma avukatı

NAFAKA YÜKÜMLÜLERİ

TMK m. 364’e göre nafaka yükümlülerden altsoy, üstsoy ile kardeşler arasında bir ayrım söz konusudur.

Nafaka yükümlüsünün altsoy veya üstsoy olması halinde; bu kişilerden nafaka istenilebilmesi için sadece ödeme güçlerinin bulunması yeterlidir. Bu kişiler nafaka ödemeleri halinde zor duruma düşmeyecekler ise ödeme güçlerinin olduğu kabul edilir. Ancak altsoy veya üstsoy nafaka ödemesi halinde gerek kendileri gerekse de eşi ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta zor duruma düşecek ise nafaka ödeme yükümlülükleri ortadan kalkar.

Nafaka yükümlüsü kardeşler ise; nafakadan sorumlu olmaları refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Yani kardeşlerde altsoy ve üstsoydakiler gibi ödeme gücünün bulunması yeterli görülmemiş ayrıca refah içinde olmaları da aranmıştır. Yargıtay’a göre ‘bir kimse geleceği için kaygı duymadan toplumun lüks saydığı ihtiyaçları karşılayabilecek durumdaysa refah içinde yaşıyor demektir’.

NAFAKA YÜKÜMLÜLÜK SIRASI

TMK m. 364 de belirtilen nafaka yükümlülerinin birden fazla olması halinde TMK m. 365 gereği belli bir sıra öngörülmüştür. Buna göre ‘’nafaka davası mirastaki sıra göz önünde tutularak açılır.’’ Aynı sırada birden fazla kişi varsa ödenecek nafaka tutarı ödeme güçleri oranında aralarında paylaştırılır.

NAFAKA MİKTARININ TESPİTİ

Nafaka miktarının üst sınırı o günün koşullarına göre nafaka talebinde bulunan kişinin geçinmesi zorunlu olan miktar kadardır. Nafaka miktarının alt sınırı ise nafaka yükümlüsünün mali durumu kadardır. Nafaka miktarı tespit edilirken ülkenin ekonomik durumu, geçim şartları, temel ihtiyaçlar, tarafların ihtiyaçları ve maddi durumları göz önünde bulundurulacaktır. Dolayısıyla hakim takdir yetkisini de kullanarak bu şartlar altında en uygun nafaka miktarını takdir edecektir. İzmir avukat boşanma avukatı

HACZEDİLEMEZLİK

Nafaka alacakları mahkeme kararına dayanıyor ise hiçbir şekilde haczedilemezler. Ancak sözleşmeye dayanıyor ise haczedilebilirler.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Yardım nafakası davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. İzmir avukat boşanma avukatı

İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

 

NAFAKA ARTIRIM DAVASI

Her geçen gün değişen ekonomik koşullar, artan enflasyon, nafaka alacaklısının maddi durumunda, yaşam şartları ve standartlarında yaşanan olumsuz değişmeler vb. durumlarda nafaka alacaklısı tarafından nafaka borçlusuna karşı açılan dava türüdür. İzmir avukat nafaka avukatı

Nafakanın arttırılması mümkün olduğu gibi şartların gerçekleşmesi halinde nafakanın azaltılması veya tamamen kaldırılması için dava açılabilmesi de mümkündür. İzmir avukat nafaka avukatı

Mahkemelerce hükmedilen nafaka bedelleri tarafların gelirleri, o günün ekonomik şartları gibi durumlara göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle mahkemelerce hükmedilen nafaka miktarları kesin hüküm niteliği taşımamaktadır. Hükmedilen nafaka miktarlarının günün enflasyon, ekonomik şartlar, alım gücünün azalması gibi nedenlerden yetersiz kalması veya nafaka alacaklısının ekonomik gelirinin azalması gibi durumlarda nafakanın arttırılması talep edilebilmektedir. İzmir avukat nafaka avukatı

Taraflar ister anlaşmalı olarak boşanmış ve nafaka miktarlarını kendileri belirlemiş olsun, isterlerse de çekişmeli olarak boşanıp nafaka miktarı hakim tarafından belirlenmiş olsun nafaka artırım davası açmalarında yasal bir engel bulunmamaktadır.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI ŞARTLARI

Nafaka artırım davası sadece nafaka alacaklısı tarafından açılabilir. İzmir avukat nafaka avukatı

-Nafaka alacaklısının nafakanın ilk bağlandığı döneme göre ekonomik durumunda azalma ve kötüleşme olması gerekir. Nafaka borçlusunun da ekonomik durumunda iyileşme yaşanması nafakanın artırımı yönünde olumlu netice doğuracaktır.

– Nafaka miktarının enflasyon sebebiyle önemli miktarda değer kaybetmesi de artırım sebebidir. 

-Çocuk/çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmişse, nafaka miktarının günün ekonomik şartlarında çocuk/çocukların eğitim, sağlık, bakım ve beslenmeleri için yetersiz kalması gerekmektedir.

-Kişinin sağlık durumunun bozulması bu nedenle sağlık masraflarının ortaya çıkması nafaka artırım sebebi olarak kabul edilebilir. Çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş ise çocuğun sağlık durumunun bozulması, tedavi masraflarının ortaya çıkması da artırım sebebidir. İzmir avukat nafaka avukatı

-Nafaka artırım davası basit yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle dava dilekçesinde nafaka artırımını gerektiren sebeplerin detaylı ve hukuki bir dille açıklanması ve delillerle birlikte mahkemeye sunulması gerekir. Hak kaybına uğramamak ve olumlu netice almak için bu konuda bilgili ve deneyimli bir avukat ile birlikte çalışmak faydalı olacaktır. 

-Nafaka artırım davası açmak için kanunda bir süre öngörülmemiştir. Şartların gerçekleşmesi halinde her zaman dava açılabilmektedir.

-Nafaka artırım davası nisbi harca tabidir. Nafaka artımı istenilen meblağın dava dilekçesinde açıkça belirtilmesi ve harcının ödenmesi gerekir. Harca esas değer artırım istenen miktarın bir yıllık tutarı üzerinden belirlenir.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Nafaka artırım davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.

Yetkili mahkeme TMK m.177 gereği nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. 

İzmir’de nafaka davaları, boşanma davaları, velayet davaları ile ilgili konuların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. Dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası İzmir avukat İzmir ceza avukatı, en iyi ceza avukatı İzmir, İzmir de avukat, tavsiye edilen ceza avukat

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU VE CEZASI (TCK m.155)

Güveni Kötüye Kullanma Suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 155. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; İzmir de avukat ceza avukatı 

‘’Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. İzmir de avukat ceza avukatı 

 Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.’’

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Hırsızlık Suçundan Farkı İzmir de avukat ceza avukatı 

Güveni kötüye kullanma suçunda mağdur malın zilyetliğini faile vermektedir.  Hırsızlık suçunda ise fail mağdurun rızası dışında malın zilyedi olmaya çalışmakta ve sonradan zilyetliği elde etmektedir. Örneğin oto yıkamaya verilen aracın torpidosunda bulunan gözlüğün alınması hırsızlık teşkil eder, çünkü burada gözlüğün rızaya dayalı devri söz konusu değildir.

Güveni kötüye kullanma suçunda fail, geri verilmek üzere kendisine bırakılmış malı sanki kendisi malikmiş gibi kullanmaktadır. Bu suç temelde bir sözleşme ilişkisine dayanmaktadır. Bu konuda bir şekil şartı (yazılı veya sözlü) yoktur.

Güveni kötüye kullanma suçu beş farklı şekilde meydana gelmektedir. İzmir de avukat ceza avukatı 

1-) Zilyetliğin devir amacı dışında kullanılması

2-) Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

3-) Meslek veya sanat nedeniyle güveni kötüye kullanma

4-) Ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma

5-) Başkasının mallarını yönetmek yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen mallar ile ilgili güveni kötüye kullanma

Güveni kötüye kullanma suçunda; zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma veya devir olgusunu inkar etme durumu söz konusudur. Zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak ile kastedilen o mal üzerinde malın sahibine verilen bazı yetkilerin kullanılmasıdır. Örneğin mağdurun faile zilyetliğini verdiği bir malı, failin malın sahibi gibi hareket ederek bir üçüncü bir kişiye satması. Devir olgusunu inkar etmek ise failin malın zilyetliğinin kendisine teslim edilmediğini ileri sürmesidir. Yine bu suçta failin kendisinin veya bir başkasının yararına tasarrufta bulunması gerekir.

Suçun Nitelikli Halleri

TCK .m155/2’ye göre ‘’Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.’’

İlk nitelikli hal ; Suçun meslek, sanat, ticaret ve hizmet ilişkisinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmiş olmasıdır. Burada mağdur tarafından malın zilyetliğinin devri meslek, sanat veya hizmet nedeniyle yapılmalıdır. Örneğin, tamir için telefonun telefon tamircisine bırakılması ancak telefon tamircisinin o telefonu reyonda bulunan diğer telefonlarının yanına koyarak satması.

Başkasının mallarını idare etme yetkisinin gereği tevdi ve teslim edilmiş nitelikli halinde ise vasilere ve vekillere teslim edilen malların kötüye kullanılması durumu söz konusudur.

Görevli Mahkeme

 Güveni Kötüye Kullanma Suçunda görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir. İzmir de avukat ceza avukatı 

ŞİKAYET SÜRESİ, UZLAŞMA VE ZAMANAŞIMI

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun basit hali şikayete tabidir. Şikayet süresi suçun işlendiğinin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır. Suçun nitelikli halinin dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. İzmir de avukat ceza avukatı 

Güveni kötüye kullanma suçu Uzlaşmaya tabi suçlardandır. Uzlaşma sağlanması halinde faile bu suçtan dolayı ceza verilemeyecektir.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI, ERTELEME VE ADLİ PARA CEZASI

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; hakkında cezaya hükmedilen sanığın belirli şartlar altında ve bu şartlara uyması koşuluyla hükmolunan cezanın bir sonuç doğurmamasıdır. Bu suç tipinde kamu davası açıldıktan sonra yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

 Erteleme; yapılan yargılama sonucunda belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi olarak tanımlanabilir. Bu suç tipinde de mahkemece verilen ceza ertelenebilmektedir.

Adli para cezası; tek başına veya hapis cezası ile birlikte verilebilen ve ödenmediğinde hapis cezasına çevrilebilen bir yaptırım türüdür.  Güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle hakim hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.

 İzmir’de Ceza Avukatı, İzmir Ceza Avukatı, İzmir’de en iyi Ceza Avukatı, araştırmalarının dikkatli yapılması gerekmektedir. Tarafımızca Ceza Hukukuna ilişkin davalar Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca asla yüksek bedeller talep edilmemekte kişilerin mağduriyetlerinin en kolay yoldan giderilebilmesi hedeflenmektedir. İzmir de avukat ceza avukatı 

İzmir Ceza Avukatı olarak dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası İzmir avukat en iyi ceza avukatı

CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU VE CEZASI (TCK m.299)

Cumhurbaşkanına hakaret suçu Türk Ceza Kanunu m. 125 de tanımlanan hakaret suçundan ayrı olarak özel madde ile düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organların Saygınlığına Karşı Suçlar başlığı altında yer almaktadır. Burada korunması amaçlanan Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığıdır. İzmir avukat en iyi ceza avukatı

Suçun faili herkes olabilir. Suç sadece Cumhurbaşkanı’na hakaret edilmesi halinde gerçekleşir bu nedenle Cumhurbaşkanlığı andiçme ile başlayacağından seçim sırasında yapılan hakaret Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmaz.

Madde gerekçesinde Cumhurbaşkanı’nın Devleti temsil etmesi ve Anayasa da belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak onun kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma Devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle bu madde kaleme alınmış ve Cumhurbaşkanı’na karşı hakaret müstakil bir suç haline getirilmiştir.İzmir avukat en iyi ceza avukatı

CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNUN CEZASI

TCK m.299’a göre ‘‘Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

            (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

             (3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.’’

Hakaret suçu iki şekilde işlenebilir;İzmir avukat en iyi ceza avukatı

1-)Onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etme suretiyle.

2-) Sövme suretiyle kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edilmesi. Sözlü biçimde işlenebileceği gibi el kol hareketi vb. davranışlar ile de işlenebilir. 

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun neredeyse tamamı Cumhurbaşkanının gıyabında işlenmektedir. Genel anlamda gıyapta hakaretin en az 3 kişi tarafından öğrenilmesi gerekir ancak Cumhurbaşkanına hakarette bir kişinin hakareti duyması yeterli olup 3 kişinin hakareti öğrenmesi şartı aranmamaktadır.

 SUÇUN NİTELİKLİ HALİ

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza altıda bir (1/6) oranında arttırılacaktır. Suçun alenen işlenmesinden kasıt belirsiz sayıda kişilerin hakaret olan sözü duymaları veya görmelerine olanak sağlanmasıdır. Örneğin twitter üzerinden hakaret edilmesi veya herkese açık bir alanda hakaret içerikli sözlerin söylenmesi vb.İzmir avukat en iyi ceza avukatı

GÖREVLİ MAHKEME

 Cumhurbaşkanına hakaret suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

ŞİKAYET SÜRESİ, UZLAŞMA VE ZAMANAŞIMI

 Söz konusu suç uzlaşmaya tabi olan suçlardan değildir. Suç  şikayete tabi olan suçlardan da değildir. Suçun gerçekleştiğinin öğrenilmesi halinde Savcılık tarafından resen soruşturma başlatılır. Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır bu süre geçtikten sonra soruşturma başlatılamaz.İzmir avukat en iyi ceza avukatı

 HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI, ERTELEME VE ADLİ PARA CEZASI

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; hakkında cezaya hükmedilen sanığın belirli şartlar altında ve bu şartlara uyması koşuluyla hükmolunan cezanın bir sonuç doğurmamasıdır. Bu suç tipinde kamu davası açıldıktan sonra yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. 

 Erteleme; yapılan yargılama sonucunda belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi olarak tanımlanabilir. Bu suç tipinde de mahkemece verilen ceza ertelenebilmektedir.

 Adli para cezası; tek başına veya hapis cezası ile birlikte verilebilen ve ödenmediğinde hapis cezasına çevrilebilen bir yaptırım türüdür. Hakaret suçu nedeniyle hakim hapis cezası yerine adli para cezası verebilir.

İzmir’de Ceza Avukatı, İzmir Ceza Avukatı, İzmir’de en iyi Ceza Avukatı, araştırmalarının dikkatli yapılması gerekmektedir. Tarafımızca Ceza Hukukuna ilişkin davalar Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaların her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca asla yüksek bedeller talep edilmemekte kişilerin mağduriyetlerinin en kolay yoldan giderilebilmesi hedeflenmektedir.İzmir avukat en iyi ceza avukatı

İzmir Ceza Avukatı olarak dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

 

İzmir avukat, boşanma avukatı, İzmir boşanma avukatı Mert Sezgin

AYRILIK DAVASI

Eşler arasında boşanma sebeplerinden birinin gerçekleşmesi halinde, muhakkak boşanma davası açılması zorunlu değildir. Eşlerden birinin istemi halinde boşanma davası açılması yerine ayrılık davası açılabilmektedir. Şartların gerçekleşmesi halinde hakim eşler arasında ayrılığa karar verebilir. Ayrılık kararıyla eşlerin ortak yaşamına bir süre ara verilir. İzmir avukat, boşanma avukatı

Ayrılık davasında, boşanmaya neden olacak sebeplerin davayı açan eş tarafından ispat edilmesi halinde ayrılığa 1 yıldan 3 yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.

Hakim tarafından takdir edilen ayrılık süresi bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.  Ayrılık süresi bitmesine rağmen eşler arasında ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. İzmir avukat, boşanma avukatı

Ayrılık Davasının Şartları

Boşanma sebepleri olan; Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, zina, terk, haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı gibi sebepler ayrılık kararı verilmesi için yeterlidir. Ancak ayrılığa karar verilebilmesi için bu ve buna benzer sebepler ispat edilebilmesi önemli olup sürecin avukat yardımıyla yürütülmesi olumlu sonuç alınabilmesi için önemlidir. İzmir avukat, boşanma avukatı

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden alır.

Görevli ve Yetkili Mahkeme İzmir avukat, boşanma avukatı

Ayrılık davalarında da boşanma davalarında olduğu gibi görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise eşlerin son 6 aydır birlikte yaşadıkları yer mahkemesi ile eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir. İzmir avukat, boşanma avukatı

Ayrılık Kararının Sonuçları  İzmir avukat, boşanma avukatı

Davada sadece tarafların ayrılığına karar verilmesi talep edilerek dava açılmış ise hakim boşanmaya karar veremez. Ancak boşanma talepli bir dava açılmış ise hakim takdir yetkisine göre boşanmaya veya ayrılığa karar verebilir.

-Ayrılık kararı ile birlikte eşler ayrı yerleşim yerlerinde yaşayabilirler. Eşler birbirlerine mirasçı olmaya devam ettikleri gibi birbirlerine olan sadakat yükümlülükleri de aynı şekilde devam etmektedir.

-Eşlerin müşterek çocukları bulunmakta ise hakim ayrılık kararı ile birlikte çocuk veya çocukların velayet durumları, şahsi ilişki tesisini de belirleyecektir. Ayrılık davası açan eş çocuk için nafaka talep edebilmektedir.

-Davayı açan eş maddi durumunun iyi olmaması, gelirinin bulunmaması veya gelirinin oldukça düşük olması hallerinde kendisi için ayrılık süresi boyunca nafakaya hükmedilmesini talep edebilmekte mahkemece de nafakaya hükmedilebilmektedir.

İzmir’de Aile Hukuku Avukatı, İzmir’de tavsiye edilebilecek Boşanma Avukatıİzmir’de en iyi Boşanma Avukatı araştırmalarının dikkatli yapılması gerekmektedir. Tarafımızca, Aile Hukuku’na ilişkin davalar, Boşanma Davaları ile Ayrılık Davaları’nın her alanında hizmet verilmektedir. Bu konuda danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. İzmir’de Boşanma Avukatı olarak dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.

izmir boşanma avukatı izmir avukat en iyi boşanma avukatı

BOŞANMA AVUKATI İZMİR

Boşanma Avukatı halk dilinde daha çok boşanma davalarına giren, boşanma alanında uzmanlaşmış avukatlara denilmektedir. boşanma avukatı izmir avukat 

Boşanma davalarında kanunda belirlenmiş pek çok prosedür ve detay bulunmaktadır. Bu sürecin etkin bir şekilde yönetilmesi, davada alınacak sonuca doğrudan etki sağlayacağı için uzman bir avukat yardımı ile takip edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde geri dönüşü mümkün olmayan hak kayıpları ile karşı karşıya kalınabilmektedir.

Boşanma avukatı; faaliyetlerinin büyük bir bölümünü Aile Hukuku alanında yoğunlaştırmış ve daha çok Aile Hukuku ile ilgili davalara bakan avukat olarak tanımlanmaktadır. Bireyler kimi zaman dava açarken veya davaya cevap verirken arzuhalcilere dilekçeler yazdırmakta ve o dilekçeleri mahkemelere sunmaktadırlar. Gerek kanunda belirtilen usullere uygun olmayan gerekse de esas ve içerik yönünden eksik olan dilekçeler nedeniyle davalar kimi zaman reddedilmekte veya istenilen sonuçlar alınamamaktadır.

Boşanma davası süreci, evli çiftler için oldukça zorlu ve yıpratıcı bir süreçtir. Boşanma sürecinde profesyonel hukuki yardım almak bu zorlu sürecin üstesinden gelmeyi kolaylaştırmaktadır. Özellikle çekişmeli boşanma davasının çok önemli hazırlık süreci bulunmaktadır. Yine dava süreci gerek usul gerekse de esas yönünden iyi ve etkin bir takip gerektirmektedir. Bu nedenle kişilerin Boşanma Davası için uzman avukat ile çalışmasını tavsiye ediyoruz. izmir boşanma avukatı izmir avukat en iyi boşanma avukatı

Boşanma davası açılırken Türk Medeni Kanunda belirtilen boşanma sebepleri doğru tespit edilmesi gerekir. Zira hakim tarafların dayandığı olaylar ve boşanma sebeplerine göre bir karara varacaktır. Bu hususta tarafların velayet, maddi tazminat, manevi tazminat, nafaka gibi talepleri açısından sürecin profesyonel bir şekilde yürütülmesi önemlidir.

Boşanma davası ile birlikte veya boşanma davası açıldıktan sonra, evlilik içerisinde edinilen mallar nedeniyle Mal Paylaşımı davası açılması da gerekebilmektedir. Bu davanın da taraflarca yürütülebilmesi pek mümkün değildir.

Uzman boşanma avukatı olmadan açılan boşanma davası veya mal paylaşımı davalarında yapılan hatalar geri dönüşü mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermektedir. Geri dönüşü olmayan hatalar nedeniyle de yeniden dava açmak da mümkün olmamaktadır. Tarafların haklarının neler olduğu, maddi/manevi tazminat, nafaka vb. haklarını nasıl alacağı, profesyonel destek sağlayacak avukat yoluyla gerçekleşecektir. izmir boşanma avukatı izmir avukat en iyi boşanma avukatı

Boşanma davasında en önemli husus mahkemeye sunulacak delillerdir. Hangi delillerin yasaya uygun delil olduğu ve mahkemeye sunulması gereken delillerin tespiti oldukça önemlidir. Bu nedenle boşanma davalarında kanuna ve Yargıtay içtihatlarına vakıf olunması gerekmektedir.

Boşanma davası sonucunda tazminat ve/veya nafakaya hükmedilmesi halinde ödemeye yükümlü olan kişi ödemeleri gerçekleştirmeyebilir. Bu nedenle icra takibi başlatılması gerekecektir.

İzmir’de tavsiye edilebilecek Boşanma Avukatıİzmir’de en iyi Boşanma Avukatı araştırmalarının dikkatli yapılması gerekmektedir. Tarafımızca Boşanma Davalarının her alanında hizmet verilmektedir. Boşanma Avukatı tutmak zor bir süreç olmamakla birlikte danışma ve avukatlık hizmetleri için tarafımızla iletişime geçmeniz yeterlidir. Tarafımızca yüksek fiyatlar talep edilmemekte ve tarafların mağduriyetlerinin giderilmesi hedeflenmektedir. İzmir’de Boşanma Avukatı olarak dosyanız hangi aşamada olursa olsun tarafımızdan danışmanlık veya avukatlık hizmeti alabilirsiniz.